Birlikte bekledik onu.. Aslında gelmesi öngörülen tarih: 20 Nisan 2016 idi.. Ama öyle iri bir bebekti ki şişko Mehmet Bulut 30. haftamda 34 haftalık ölçümler veriyordu ultrason cihazı.
30. hafta kontrolümde doktor iri bir bebek olduğundan normal doğumun riske girdiğini söylemişti. 4 kilogramın üstünde olursa yıpranacağımı söyledi. Bu beni 3 gün ağlatmıştı hatta instagramdan sizlerle paylaşmıştım bu durumu. Normal doğum yapmayı çok istiyordum. Okuduğum doğuma hazırlık kitapları ile zihnimi, gittiğim yoga dersleri ile bedenimi buna hazırlamıştım. Bebeğim iri diye sezeryan olma fikri bana korkunç gelmişti.
Bir sonraki doktor kontrolümde normal doğumu çok istediğimi anlattım doktora. Zaten doktorum Telal Doğruel normal doğumu destekleyen biriydi. 34. haftamda bebeğin iri olmasından ötürü erken gelme ihtimali olduğunu söyledi ve olası bir erken doğumda bebeğin ciğerlerinin hazır olması için bana bir iğne vurdurdu. Benim gibi tez canlı ve heyecanlı bir anne başladı bebeğini erken gelecek diye beklemeye.
Ama bizim şişkonun rahatı pek yerindeydi. Her sabah yapılan yürüyüşler, evde dans etmeler, vosvosla gezmeler bile çıkaramadı canım portakalı oradan. Bekle bekle 39.haftaya da girmiş olduk. Doktorum sezeryanın lafını etmez olmuştu. İki günde bir gittiğim nst ve doktor muaynesinde her an gelebilir diyordu. Bende izlediğimiz dizilerden filmlerden etkilenmiş olmalıyım ki hep gece bekliyordum o sancıları. Ama fos, tık bile etmedi.
39. Hafta biterken 11 nisan pazartesi günü doktor her şey mükemmel dedi; su oranı, plesenta, bebeğin pozisyonu, nst sonuçları… Her an beklemeye devam ediyorduk. Artık çok yaklaşmıştı.. 14 nisan perşembe günü yeniden nst ye gittim. Sonuçları doktora verdim “harika” dedi. Gel ultrasona da bakalım dedi sonra. Bebek 4 kg dedi. Yüzü asılır gibi oldu. Karnımın üstünde gezdirirken aleti “Bak, şu beyaz görünen çizgiler plesantanın yıprandığı yerler.. Plesanta yaşlanmaya başlamış” dedi. Daha pazartesi günü yolundaydı her şey dedim. Muayne bitince, cumartesi gününe kadar bebek kendi gelmezse doğuma gelecek gibi gel dedi bana…İri bebekler dürtülmek isteyebilir. Muayne ederiz, suni sancı ile yapabilirsen normal doğum deneriz gidişata göre sezeryana alırız dedi.
Hep duyuyordum, doktor doğumdan önce 4 kg demiş, Bebek 3600 doğmuş, 3900 demiş 3550 doğmuş falan. Bende bebeğimin 3750 falan doğmasını öngörüyordum:)
Haftalardır her an geldi gelecek diye beklediğim bebeğime kavuşmak için saatler kalmıştı. Şaşkındım. Aslında normal doğum istememin bir nedeni de bebeğimin kendi istediği zaman bana gelmesiydi. Böyle planlı programlı doğuma gitmek beni endişelendirmişti.
15 Nisan cuma akşamı hala kendi isteği ile gelmesi için onunla konuşuyordum. Sonra hamileliğimde onun için tuttuğum günlüğe şu satırları yazdım:
“…
Her an gelirsin diye bekliyorum,
Artık sabrım kalmadı ve yarına kadar gelmezsen (bir kaç saatin var) hastaneye gidip bana suni sancı yapmalarına izin vereceğim.
İnşallah çok kolay kısa bir doğum olur.
Aklımda olmasını istediğim tek şey sana kavuşacak olmak.
Başka bir şey düşünmek istemiyorum.
Umarım her şey yolunda gider. Seni kucağıma aldığım an hayat yeniden başlayacak biliyorum.
Bunu düşünmek bile gözlerimi dolduruyor. Sulugöz bir annen var şişko!
Bekliyorum gel kollarıma, Annen Seroş…”
Ve 16 Nisan 2016 sabahı uyanıp sıcak bir duş ile güne başladım. Sonra güzel bir kahvaltı ettik. 2 kişi olarak çıkacağımız yuvamıza 3 kişi döneceğimizi bilerek biraz endişeli, çokça heyecanlı saat 8 gibi hastaneye gitmiş olduk. Hatta ben bir video çektim Mehmet Bulut’um için. “Bu yuvadan karnımda ayrılıyorsun, döndüğümde kucağımda olacaksın” dedim ona:)
Babamız daha tedirgindi. Bense nasıl bir günün beni beklediğinden bir haber gülüyordum şapşal şapşal. Yapılan muayne sonucu normal doğum için bir engel olmadığına karar verdi doktor ve ebeler.
Doğumhanede bize bir oda verdiler. Kaç saat süreceği belli olmayan bekleyişimiz saat 9 gibi bana verilen bir kas gevşetici ile başlamış oldu.
Önce çok güzeldi her şey. Kas gevşeticinin etkisi ile sancılar başladı. Ama canımı yakmıyordu, ufak ufak geliyor geldiği zaman derin nefes alıp vererek atlatıyordum. Saat 11 olmuştu ki iki dakikada bir gelmeye başladı sancılar.
Pilates topumu beraberimde götürmüştüm hastaneye. Başladım üstünde zıplamaya:) Sancılar geldiğinde derince nefes alıyor, gittiğinde odadaki muhabbete ortak olmaya çalışıyordum.
Annem oldukça endişeliydi. Halbuki benim idolümdü kendisi. Beni, bir küçüğümü hatta ikiz kardeşlerimi bile normal doğumla dünyaya getirmişti. Ama sanki hayatında doğum yapmamış gibi korku dolu bakışlarla bakıyordu bana.. İrem-Ecem ikiz kardeşlerim benim fotoğraflarımı çekip gırgır yapıyorlardı.
Gülüyordum sancılar gelene kadar. Yüzümdeki ifadeden sancı geldiğini anlıyorlardı.
Güneş doğumu fotoğraflamak için sabahtan itibaren yanımdaydı. Ama doğumda fotoğraftan çok sol başımda bana tam destek oldu. Tüm bu harika fotoğraflarla yeniden o günü yaşıyorum sanki.
Saat 13:00 gibi yeniden muayne oldum. Pek bir yol katedememiştik. Doktor bebeğin suyunu patlattı ve doğumu hızlandırdı. Suni sancı iğnesini de vurulunca sancılar kuvvetlice gelmeye başladı. Doğumhane koridorunda elimde şekerli suyun olduğu serum ile yürümeye başladım. Sancı geldiğinde durup derin derin nefes alıp geçtiğinde yeniden yürüyordum. Ne kadar sürecekti bu bilmiyordum tek isteğim bebeğime hemen kavuşmaktı.
Saat 14:00 sıralarında doktor yeniden geldi ve muayne etti. Gelişmeler iyiydi ama süreç hala ağırdı. Sancılarım artık beni bağırtacak kadar kuvvetli geliyordu. Derince bir nefes alıyor, verirken sadece bağırabiliyordum. Doğumhane koridoru benim sesimle çınlıyordu.
Kocam, annem, kayınvalidem, kız kardeşlerim, görümcelerim, yanımda olan arkadaşlarım bu halime bir hayli üzgündüler. Herkes çaresizce beni izliyordu ama bebeğime kavuşmanın da başka yolu yoktu.
Saat 15:00 olduğunda annem muayneye benimle girdi. Doktoruma epidural anestezi yaptıralım mı diye sordu. Doktorum da sancıların yok olacağını, doğumun da hızlanacağını söyledi. Bana kalsa ben en doğal doğumu istiyordum. Müdahalesiz, ağrı kesici olmadan hatta neredeyse evde doğum:) ancak suni sancı olunca işler başkalaştı, annemin yalvaran gözlerle “kızım yapalım” demesinin üstüne sancılar içinde kabul ettim epidural olmayı.
Sancılar o kadar yoğunlaşmıştı ki yürüyemez hale gelmiştim. Epidural olacağım için, bir doz daha suni sancı verdiler.
Ameliyathaneye aldılar beni. Ömrümde ilk kez giriyordum. Hep anlattıkları gibi soğuk bir yer. Sedyeyle oturdum. Belimden iğne vuracaklardı. Tek düşündüğüm sana kavuşacak sürenin azalmasıydı. Kıpırdamamak gerekiyordu. O şırada sancı geldi beklemelerini istedim. Anestezi doktoru bunun hissettiğim son sancı olduğunu söyledi. Belki beş dakika kaldım içerde ama sanki yarım saat gibiydi.
Bir tekerlekli sandalye ile çıkardılar beni oradan yeniden doğumhane koridoruna aldılar. Ameliyathane kapısında babam, kocam, annem herkes öyle endişeli bakıyorlardı ki yüzüme…
Yatağa yattığımda sancıların gelişini hissediyordum ama bağırmadan atlatabiliyordum. Sancılar tamamen geçecek sandığım için belki de… İkinci suni sancı iğnesinin etkisi mi bilmiyorum sancılar epiduraldan önceki halden daha korkunç bir şekilde gelmeye başladı. Her seferinde sabırla geçmesini bekledim ama yok, geçmiyordu. Bir doz daha epidural yaptılar ama nafile. Kalkıp yürümemi istediler, baktım ki sağ bacağım tutmuyor. Üstüne basamıyorum. Bana ağrı eşiğimin düşük olduğunu eğer epidural olmasam sancılardan bayılacağımı söylediler. Sonradan öğrendim ki epidural tutmamış! İyi ki de o an anlamadım bunu. Çünkü ben her an geçecek diye beklerken böyle iki saat atlattım.
Yeniden muayne olduğumda açıklık 7 cm olmuştu. Geriye kalmış 3 cm. Çok az kald dediler yürümemi söylediler. Ama ayaklarım beni taşımıyordu artık. Vücudum sancılardan dik duramaz hale gelmişti. Serumun asılı olduğu askıya tutunarak ayakta durmaya çalıştım. Sancı geldiğinde durup, Kocaman nefes alıp inleyerek dışarı üflüyordum.
Yürüdüğüm koridor çok kalabalıktı. Günlerden cumartesi, doğumhanenin şifreli kapısı bozuk, herkes koridorda bekliyordu meleğimi…
Sizler portakal ile ilgili haber beklerken hastane de direk kendisini bekleyen heyecanlı bir kalabalık vardı böyle:)
Saat 17:45 gibi birden bebeğimin dışarı çıkma isteğinin olduğu o his geldi. Tutmayan sağ ayağım ile koşarak doğumhaneye girdim. Yanımda görümcem Müge tam bir doğum koçu gibiydi:) Ebeler doktoru aradı. Bebeğin eşyalarını getirdiler. Kavuşmama dakikalar kalmıştı sadece…
Sürekli az kaldı diyorlardı ya, yine öyle sandım. Sancılar dayanılamaz hale gelmişti. Bir kere bile ağzımdan “dayanamıyorum” kelimesi çıkmamıştı hatta beynimden bile geçirmemiştim bunu. Ama yeniden o koltuğa oturduğumda “biri bana yardım etsin” diye bağırdım.
Doktorum geldi, önlüğünü giydi, ışığı açtı ve taburesine oturdu. “evet geliyor, hadi!” dedi.
“Ben yapamayacağım!” dedim:(
Masmavi gözlerini gözlerime dikti; “Evet canım kızım, bence de yapamayacaksın!” dedi. “Bu bebeği oradan ne ben ne de bir başkası çıkaramaz, tek çıkarabilecek sensin ve ıkınmalısın” diye devam etti.
Annem bunları duyunca beni sezeryana alacaklarını sanıp ağlayarak çıkmış. Bende o an bu kadar sancıdan sonra sezeryana mı gidiyorum yani diye düşündüm.
Hayatımın en büyük tokadı buydu sanırım. Bebeğime kavuşmayı o kadar çok isterken nasıl yapamayacağımı düşünmüştüm! Tamam dedim, HAZIRIM!
(Sonradan bebeğimle doktora teşekkür etmeye gittiğimde o anı hiç unutamadığımı söyledim. Son bir dakika kalmıştı Dedi, beni korkutmak için öyle demiş.)
Sancı ile ıkınmalısın dedi doktor. Bir kere denedim, olmuyor dedi bana. Nefesini al ve vermeden bebeği it..
Sancının gelmesini beklerken kocamın sesini duydum. “Hadi Seroş, bende buradayım, yapabilirsin!” Dedi bana. Perdenin arkasındaydı, hayatta yapamam demişti ama doğumhaneye girmişti. Daha güçlü hissediyordum.
Bir sessizlik oldu ve benim “sancı geldi” dememle doktor, ebeler bana yaklaştı. Derin bir nefes al ve bebeğini it dediler. Kendi kendime “bir… iki… üç…” diye saydım ve ıkındım. Doktor ” aynen böyle harika” deyince “hadi Seroş! Az kaldı!” Dedi kocam. Artık sadece onu duyuyordum. Yeniden sancı geldiğinde yeniden saymaya başladım. “Bir… İki…” Herkes bir ağızdan “ÜÇ” diye bağırdı:):):)
4. Ikınmamdı sanırım, şükürler olsun dışardaydı:)
16.04.2016 saat 17:57. Bu hayatımın en güzel tecrübesi, en mucize anıydı. Ebeler bebeği karnıma koymak istediğimi ve göbek kordonunun geç kesilmesini istediğimi söyledi doktora. Karnıma koydular onu. Bir balık gibi çırpınıyordu. Tek gözü açık, burnunda bir sümük ile baktı gözüme. O anı dünyalara değişmem. Ne bir sancı kaldı ne de bir acı. Sadece o vardı, bebeğim…
Karnımın üstünden onu aldılar ve kendimi geriye atıp şükürler olsun diye hıçkıra hıçkıra ağladığımı hatırlıyorum.
Perdenin altında bir sürü ayak vardı, annem, kocam, görümcem, güneş.. Çocuk doktoru herkesin dışarı çıkmasını istedi. Meğer bebeğim su yutmuş, nefes alamıyormuş. Mosmor doğmuş, ağlamamış ben farkında bile değilim.
Kapının önünde herkes bir bebek ağlaması beklerken nefes alamadığını öğrenmiş. Hatta annem babama “tüm emekleri boşa gitti, bebek mosmor” deyince çömelip ağlamaya başlamışlar.
Bense doğum koltuğunda herşeyden habersiz kaç kilo olduğunu öğrenmek için sorular sorup duruyordum.
Midesini yıkamışlar meleğimin. Kapıya dayamış dışarıdakileri kulaklarını, o “ınga” sesiyle bir alkış kopmuş, herkes yanındakine sarılmış:)
Perdenin altında yine bir sürü ayak, bebeği giydirmeye başlamışlardı. Ya bana verin, kaç kilo deyip durdum sabırsızca. 4180 gr dediklerinde inanamadım. Belki inansam doktora 4 kg dediğinde normal doğuma cesaret edemezdim:) Ve yepyeni dünyaya gelmiş bu portakalın o mis kokusu… Asla asla unutulmaz…
Her kadın normal doğum yapabilecek güç ile geliyor dünyaya. Yapmamak için hiç bir neden yok, korkacak bir şey de yok inanın bana. Bebeğin geldiği andan itibaren bir ağrı sancı da yok. Doğumdan sonra tüm enerjimi bebeğime verebilmek, dikiş ağrıları ile uğraşmamak, sütüm hemen gelsin diye ısrarcıydım normal doğumda.. Bebeğim iri olmasına rağmen ( maşallah) beni doğarken yıpratmadı. Başı da büyük olduğundan sadece iki dikişlik bir epizyotemi yapıldı.. Hiç pişman değilim, bebeğimle gurur duyuyorum bu macerada çabaladığı için:)
Bir de böyle gözleri açık, bilinci açık oluyor bebekler normal doğumla gelince. Sizinle birlikte ordan çıkıp size kavuşmak için çabalamış bir minik kahraman.
Beni odaya aldıklarında gelen herkesi ayakta karşılıyor olmak da oldukça güçlü hissettirdi.
Doktorum 10 gün sonra beni muayne ettiğinde “yerinde olsam 6 ayda bir çocuk yaparım” Dedi:) çünkü iri bir bebek doğurdun, normal doğumdan korkmadın ve göbeğinde tek çatlak bile yok!
İşte bu benim doğum hikayem, anlatmaktan bıkmam asla, belki ileride Mehmet Bulut’um da okumak ister.. Beni yoran suni sancılar oldu. Eğer doğum kendiliğinden başlasaydı daha dayanılır olurdu. Çünkü vücudumuz dayanabileceğimiz kadar sancı üretir, suni sancılar ise kaldırıp kaldıramayacağımızı bilmeden verilen bir hormon.
Yine de yaşanılması gereken bir bekleyiş, tarifsiz bir his. Kavuşmanın verdiği mutluluk dünyanın en büyük ağrılarına bedel ki bence daha büyükleri de vardır doğum sancılarının:)
Hayatıma hoşgeldin canım portakal!
Annen, Seroş…
29 Comments
Seren Hanım, yazınızı soluksuz okudum resmen =) sanki sizinle bende sancı çekiyormuşcasına, her sancı gelişinde nefesimi tutarak =) ne kadar azimlisiniz maşallah portakalınıza da koca bir maşallah =) normal doğum için bizlere de ışık olduğunuz için ayrıca teşekkür ederim şahsım adına.
güler yüzünüz ile hamileliğin kötü birşey olmadığını görmek ise tarifsiz =)
sevgiler,
Şuan 4 aylık hamileyim ve okurken ağladım bende normal doğumu istiyorum şimdi dahada güçlü bir şekilde istiyorum sayenizde inşallah bebişimde ister 🙂 Allah sağlıklı ömürler versin size 🙂
Seroş çok güzel gerçekten seni tebrik ederim. Ben okurken hepsini senlen beraber yaşadım okadar güzel bir duyguyla anlatmişsin ki gözlerim doldu okurken. Çok şükür ki sağ salim kavuştu yavruna. Inan ki seni tanidigimdan beri artik dogumdan korkmiyorum ve eğer allahim bize de nasib ederse birgün mutlaka normal dogum istiyorum. Hata suda doğum yapmayi çok istiyorum bana çok iyi bir his veriyor. Kocaman maşallah sana ve canim portakalimiza allaha emanet olun hep saglikli ve mutlu yaşayın sevdiklerinizle beraber. Kocaman öpüyorum
Yaa ben hayatımda sızın kadar mükemmel bir anne qörmedım ben henuz 7 aylık evlıyım bebek cok istyorum ve sabırsızlıkla bekliyorum hamile kalmayı artık neyse serosum seni okadar cok takıp edıyorum kı acaba bugun hangı cılgın portakalla olan resmi atacak dıe portakalın dunya ya qelısınu okudum soluksuz nasıl agladım anlatamam yaa göz yaşımı silerek msj yazıyorum suan cok guzel bır duygu bende normal dogum yapmak istiyorum ve sayende daha cok ısteklı oldum Rabbım uzun ömürler nasıp etsin sıze portkala ailenizın destegı okadar hosuma gitti kı Rabbım banada nasip etsin inşallah cok guzel bı anı olmus portakala buyuyunce okusun prens bakalım hayırlı gunler şeroşş portakallı benım yerime op ve kulağından kokla
Okurken öyle duygulandım ki. Maşallah size✌ Tebrik ederim Allah analı babalı büyütsün
Okurken çok duygulandım. Tebrik ederim sizi. hem bebeğinize, hem size maşallah. Allah sağlıklı uzun ömürler versin.
19 yaşındayım ve okurken ağladım. size instagramda denk gelmiştim. hayat enerjinize hayran kalıp takip ettim. anne çocuk sağlığı dersi aldığımdan ve biraz da bebek aşığı olduğumdan, paylaştığınız ver şey dikkatimi çekiyor.
hep böyle kalın 🙂
Meb lar ben de şu an sizinle aynı durumdayım bebeğimin kilosu 4e yaklaştı doktor kendiliğinden gelmezse suni sancı verecek bi hafta sonra Allah yardımcımız olsun. yazdıklarınızı okumak ve demek ki aynı şeyleri yaşayanlar varmış düşüncesi bana iyi geldi moral oldu çünkü cookk stresliyim :(((( normal doğum istiyorum.
Maşallah size de portakal buluta da 🙂 İnstagramda tesadüfen karşıma çıktınız takip etim. Artık her gün bakar oldum yeni fotoğraf hikaye var mı seroş’tan diye 🙂 neler öğrendim sizden bulutun yatağı dikkatimi çekti geçen akşam eşime gösterdim ilerde bebişe böyle yatak düşünebiliriz diye ona da mantıklı geldi. Ben normal doğumu düşününce korkuyorum ama öyle güzel anlatmış ve her anını paylaşmışsın ki düşüncemi olumlu yönde değiştirmeye başladın. Allah tüm sevdiklerinle mutluluğunu daim etsin güzelr yüzlü güzel anne maşallah 🙂
Masallah size de bebeginize de şu an 7aylik hamileyim cok guzel bi yazi olmus cok guzel bi duygu sizi takip etmeye baslamadan once sezaryan istiyodum normal dogumdan cok korkuyordum ama artik daha guclu hissediyorun yapabilirim diyorum umarim yapariz Asaf ‘mla tesekkur ederim tekrar
Seni takip etmeye başladığım günden itibaren büyük bir keyif ile tüm yazılarını hayranlıkla okuyorum.. Sanki çok uzun zamandır seni tanıyormuş hatta seninle tanışıyormuş gibi hissediyorum. Doğum hikayeni de merak içinde bekliyordum ve okurken gözyaşlarıma engel olamadım. Bende 6 aylık hamileyim oğluma kavuşacağım günü bekliyorum sabırsızlıkla sayende normal doğumu ne kadar istediğimi bir kere daha farkettim. Yüzünüzden gülücükler hiç eksilmesin, portakalınız ile çok güzel günler sizlerin olsun.. Maşallah size
Nasıl güzel bir doğum hikayesi normal doğum yapan biri olarak yaşadıklarım canlandı gözümde ama kesinlikle siz daha gucluymussunuz sağlıkla buyutun o yakışıklı portakalı sevgiler
Merhaba doğum günü yanı doğum giderken bebek için hazırladığınız çantaya ne koydunuz onu da yazabilir misiniz
RABBİM SAĞLIKLA GÜZEL GÜNLERDE BÜYÜTMEYİ NASİP ETSİN.BENDE İKİ ÇOCUK ANNESİ VE NORMAL DOĞUM YAPMIŞ BİR ANNE OLARAK YAZDIKLARINIZDAN ÇOK ETKİLENDİM.RABBİME ŞÜKÜRLER OLSUN O ANI YAŞATTIĞI İÇİN.SİZİN ADINIZADA ÇOK SEVİNDİM.EVLAT SEVGİSİ CANDAN ÖTE BİR SEVGİ.ALLAH İSTEYEN HERKESE NASİP ETSİN İNŞALLAH.
Yazınızı okurken.karnıma sancılar girdi.normal doguma karar verminiz bunu basarmaniz gercekten cok cesurca..normal doguma artik daha sicak bakmaya ve cesaretimi toplamaya karar verdim..umarim basarabilirim..
Ağlarken hüngür hüngür ağlabir mı? 11 ay önce doğum yaptım ve o anlara geri döndüm…annelik boyle bir duygu…hiç tanımadığın bir kadının anne oluşuna şahit olurken onun için ağlıyorsun, hiç tanımadığın bir kadın için dua ediyorsun hatta heyecanla bekliyorsun…Hoşgeldin annelerin o sihirli dünyasına,cenneten gelen günlere…
Öyle guzel anlatmissiniz ki gozumden iki damla yas akti..bende normal doguma girmis biriyim ama dogurmadim..canim ablamin biricik kuzusu yegenim icin..adim adim biliyorum herseyi hissettiklerinizi yasadiklarinizi bir bir gozumun onunden gecti yazinizi okuyunca.bende evliyim allah banada nasip eder insallah nur topu gibi bir evlat..saglikla buyutun kuzunuzu portakalinizi..
tek kelimeyle harikasınız! okuyan herkesin içinin umutla dolacağına eminim, normal doğum isteyen 5,5 aylık hamile ben bir kez daha ne kadar hevesli olduğumu anladım, umarım biz de başarabiliriz sağlıkla…
Allah bağışlasın. Güzel bir hikaye.
Maşallah en büyük arzum normal sağlıklı bir doğum. Şuan 5 aylık hamileyim , okurken ağladım inşallah benimde gönlüme göre olur ve aynı istekte bulunanlar içinde rabbim nasip eder bizlere duanızda yer verin sevgive sağlikla kalın 🙂
Normal doğumun mucizesine inanan biri olarak göz yaşları içinde okudum.. Portakalın geldiği günü çok iyi hatırlıyorum snapchatten heyecanla sizi takip etmiş, 2 gün sonrasında ise hamile olduğumu öğrenmiştim:) şimdi 3,5 aylık hamileyim ve doğum hikayeniz bana umut ve güç verdi. Umarım bekleyen ve isteyen herkese sizinki gibi tüm olumsuzluklara rağmen muhteşem bi doğum nasip olur. Sevgiler portakala öpücükler 🙂
Merhaba yazınız gerçekten insanı çok etkiliyor ve doğru birşeye teşvik ediyor ama doktorlardan da sık duyduğum birşey var normal doğum bazı bünyelerde aşırı tahribat yaratabiliyor benim annem 3çocuğunu da normal doğum ile dünyaya getirdi fakat artık günümüzde dediğiniz gibi on cm açılmayı beklemeden suni sancı ve kesik atarak doğum yaptırılıyor annem geçenlerde idrar sarkması ve Rahim daraltması operasyonu geçirince ciddi anlamda gözüm korktu sezaryan istememe sebebim sizin gibi o anı yaşamak istemek ve sonrasında dikiş sancısı çekmemek ama normal doğumda da özel bölgedeki dikişli yerler başa bela diye birsürü yorum var acaba gerçekten yapabilir miyim diye korkuyor insan ve normal doğum korkusu daha da büyüyor okadar sancı dan sonra emeklerinin boşa gitmesi de var tabi doğum esnasında doktor zoruyla sezaryana dönmek vs bütün bunları akışına bırakmak mı kararlı olmak mı 🙁 inşallah sizin kadar güçlü durabiliriz azminize hayran kaldım..
Pingback: Normal Doğum Sonrası Toparlanma Süreci - Seren Özgün Tunç
Nefes almadan okudum inanin masallah diyim size beni ilk dogumum 2005 e döndürdü o anlara syni seyleri yasadim yavrularimiz iyiki varlar 😘😘😘😘😘😘
Harikasın seren aynen bende normal doğum yapmıştım ama biz okadar şanslı olamadık benimde bebeğim 5 kiloya yakın doğdu mosmor doğdu ve yapılan çabalara rağmen kurtaramadılar benim hikayem acı ama çok şükür şimdi 2 oğlum var rabbim bütün çocukları ailesine bagislasin hayırlısı ile doğurursun seren
3 normal doğum yaptım. okudukça hepsini tek tek yaşadım bi daha.cok güzel bi an iyiki normal doğum yapmışım dedim hep.Şisko güzel dünya umarım kendi isteğiyle gelir suni sancıya gerek kalmaz🤗 güzel haberlerini bekliyorum 💕
Maşallah çok güzel bir hikaye ağlayarak okudum çünkü aynı şeyleri yaşamışız suni sancı almadım yalnız ben . Oğlum 2.5 yaşında ve kızımızı bekliyoruz son haftalarımız inşallah hayırlı doğum kolay Doğum olur Allah güç versin sağlıkla versin ..
benim oğlum uygar da 17.04.2017 saat 17:17 doğumlu. doğum hikayenizi okurken boncuk boncuk aktı gözümden.. çnkü bni anlattığınızı düşündüm. sabah 8 de lavman ile başlayan, sunu sancıyla devam eden bi doğum hikayesi benimkiside. suni sancının yenemediği bi başarı öyküsü. benim dr um biraz sabırsız birazda sezeryan seven bi dr du malesef, hal böyle olunca 7 cm de masaya aldırdı beni ve zor bi doğumla kavuştum oğluma… herseye ragmen yine hamile kalsam yine normal doğururum.. en buyuk sloganm anayım ben ana, oğlumu normal doğurdum bunu mu yapamicam, başaramicam yada bunu mu takıcam diyip deyip ne kadar güçlü olduğumu hatırlıyorum. sezeryan la doğum yapan anneler beni yanlış anlamasın ama normal doğumun tadı bi başka ya, yaşayan anlar 🙂
Ne güzel emeklerine değmiş, bebeğine kavusmussun. 3 gün 3gece sancı çektim hasta odasında ebe ve doktor kaderime terketti beni maalesef bebeğim oksijensiz kalmış ölü doğdu. Adli tıpta bu canileri haklı buldu. Ülkemizde adaletin esamesi yok. İnşallah ahirette alacağım hakkımı onlardan